Banu Avar ile Yorum

Banu Avar

About

Banu Avar ile Haftalık Yorumlar

Available on

Community

109 episodes

Rusya Ukrayna - İsrail Gazze ve Çok Kutuplu Dünya'da Türkiye | Banu Avar - Mahir Esen

RUSYA UKRAYNA - İSRAIL GAZZE VE ÇOK KUTUPLU DÜNYA'DA TÜRKIYE | BANU AVAR - MAHIR ESEN

58m
Mar 09, 2024
“Üs demek ‘Ben sana baskın yaparım’ demektir!” | BAŞIMIZ SAĞ OLSUN!

“ÜS DEMEK ‘BEN SANA BASKIN YAPARIM’ DEMEKTIR”ART ARDA ŞEHITLER VERDIK. ELLERIMIZ BÖĞRÜMÜZDE, YÜREKLER ALEV ALEV! OTURACAĞIMIZA ‘NEDEN?’ SORUSUNU SORMALIYIZ. Youtube: https://youtu.be/PVxMC7UUwZ4 https://t.co/xDHQddvMAb

3m
Jan 15, 2024
2024'e Girerken : DURUM ve ÇÖZÜM ...

2024'e Girerken : DURUM ve ÇÖZÜM ...

10m
Dec 29, 2023
Atatürk'ün Arap Politikası - "Türk ile Arap'ı İngiliz Düşman Etti!"

Atatürk'ün Arap Politikası... Tamamını İzleyin... Youtube: https://youtu.be/3I2lBixHFPw Onu her an anıyoruz, ama bugün kalbimiz daha fazla kanıyor. Bu nasıl bir aşk ki gün geçtikçe çoğalıyor. Ve tüm milleti birleştiren bir çığ gibi büyüyor. Düşmanlarını delirten bu olmalı. Dört bir yanımız ateş ve emperyalizm tıpkı onun yüzyılında olduğu gibi her yanı kana boyuyor. Filistinli 75 yıldır kan kaybediyor ve bir kez daha soykırıma uğruyor. Bazı aklıevvellerin etrafı saran yorumlarına cevap olsun diye Mustafa Kemal Atatürk'ün Arap politikasını dikkatinize sunmak istedim... “TÜRK’LE ARAP’I İNGİLİZ DÜŞMAN ETTİ” Bu cümle Attila İlhan’a ait. 1979 yılında yazdığı bir makalesinin başlığı. Ben tam da bugünlerde bu makaleyi Atatürk’ten alıntılarla özetlemek istiyorum. Mustafa Kemal Paşa'nın Arap politikası onların bağımsızlıklarını kazanması ve daha sonra bağımsız Arap devletleri ile emperyalizme karşı bir bütün olması şeklinde özetlenebilir. Atatürk'ün stratejisi emperyalizmin hedefindeki tüm bu coğrafyada birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır. Onun önceliği her zaman bölge çıkarları için karar verebilecek aklı öne çıkarmaktır. Ruhun şad olsun paşam! Banu AVAR 10 Kasım 2023

7m
Nov 10, 2023
Babam Bahattin Avar... Ruhun Şad Olsun...

BABAM RUHUN ŞAD OLSUN… Youtube: ⁠https://youtu.be/7z_63vNqo3k https://t.co/olXW311xDB Babam Mehmet Bahattin Avar, Cumhuriyetin ilk yıllarında Himaye-i Etfal Cemiyeti’nde beden eğitimi öğretmeni ve çocuk bahçeleri sorumlusu olarak çalışmış. Bu bahçeleri kazma kürekle inşa etmekten, atlıkarıncalarını eliyle yapmaya kadar, folklor gruplarından, gösteri grupları oluşturmak ve tören hazırlamaya kadar büyük emek sarf etmiş. 1975 yılında sonlanan yaşamının her dönemini çocuklara adamış. 60 yaşında bir kez daha baba olmuş. 20 yaşındaydım onu kaybettiğimde. Ekimin 15’inde… O kısacık zamanda bana ne çok şey kattığını yeni fark ediyorum. En sık aklıma gelen anılardan birini paylaşayım. Uzun yürüyüşlere çıkardık. Yakacık tepelerinden Marmara denizine, adalara tepeden bakardık. Babam yol boyu gördüğümüz birçok hayvan ve bitkiyle ilgili bana hikâyeler anlatırdı. Bir gün telaşlı bir karınca topluluğunun yanına çömeldi. ‘Bak’ dedi. ‘İzle, nasıl yardımlaşıyorlar…’ Bir toprak tümseğindeki inanılmaz faaliyete bakakalıyorum… Sesi kulaklarımda gözlerimi hiç ayırmıyorum: “Dünya var olduğundan beri karıncalar bir arada yardımlaşarak ve birbirlerini tamamlayarak yaşarlar, onlar için ‘ben’ yok, ‘biz’ var’ diyor. İşçi karıncalar, avcı karıncalar, temizlikçi karıncalar, anne karıncalar var. Hepsi kendiişlerini mükemmel yapıyor ve birbirleriyle yardımlaşarak yaşıyorlar.” O gece rüyamda çalışkan karıncaları dans edip halay çekerken görüyorum. -İşleri bitmiş olmalı- diye düşünüyorum. Ah babam, çok özel bir zamanın yolcularıydınız sizler… Çanakkale madalyası takmış, kurtuluş için savaşmış, cumhuriyetin ilk yıllarında kendini çocuklara adamış; bilimde, sanatta sınır tanımayan bir kuşağın temsilcileriydiniz. Ruhun şad olsun. Sana layık olmaya çalışıyorum. Banu AVAR, 15 Ekim 2023

3m
Oct 15, 2023
İNGİLİZ PRENS EDWARD , Kabataş Lisesi'ni Neden Ziyaret Etti?!

Youtube'dan İzleyebilirsiniz : https://youtu.be/ySpR6kitw7w

4m
Sep 30, 2023
Gün Zafer Günüdür! - 30 Ağustos Zafer Bayramı

"GÜN ZAFER GÜNÜDÜR!" 30 Ağustos Zafer Bayramı Kutlu Olsun! Mustafa Kemal ATATÜRK savaştan 2 yıl sonra Dumlupınar’ı ziyaret etti. 1924 yılı 30 Ağustos günü, Dumlupınar’da bir buçuk saat süren, çok duygulu bir konuşma yaptı.Metin Aydoğan bu söylevi analiz etmiş ve özetlemiştir. Derki: “Atatürk’ün Başkomutanlık Savaşı’nın geçtiği alanda söylediği sözler, yalnızca savaşa ait duyguların dile getirilmesi değil, onunla birlikte tarihe aktarılan kalıcı bir belgedir. Bu söylevle, Türk ulusuna ve gelecek kuşaklara olduğu kadar, dünyanın ezilen uluslarına seslenmiş, onları “dünyanın despotlarına” karşı bağımsızlık ve özgürlük savaşına çağırmıştır.”Bugün Metin Aydoğan’ı hasretle yâd ederken Atatürk’ün 1924 30 Ağustos söylevini onun özetinden size aktarmak istedim. Dinleyin:https://youtu.be/nIYfkXDBRZE

8m
Aug 29, 2023
KIBRIS BARIŞ HAREKATI ve BUGÜN! - 20 Temmuz 1974

KIBRIS BARIŞ HAREKATI ve BUGÜN! - 20 Temmuz 1974 Neredeyse yarım asır geçti üzerinden, yıl 1974 Türkiye Kıbrıs’taki katliama dur dedi. Adaya asker çıkardı. Harekâttan önce başkent Lefkoşa ortasından ikiye bölünmüştü. Magosa ve kırsal alanlardaki Türkler tam anlamıyla kuşatma ve tecrit altında yaşıyordu. Seyahat EDEMİYORLARDI. Ticaret ve üretim Rumların kontrolündeydi. Büyük yoksulluk ve yokluk içindeydiler. Baskınlar, suikastlar, adam kaçırmalar, dayak, şiddet, işkence ‘ADİ VAKA’ SAYILIYORDU.Batılı devletler, 300 yıllık Osmanlı idaresinin ardından Kıbrıs’ın bir Rum adası olması için büyük gayret gösterdiler. Amerikan Başkanı Roosevelt, bu adayı elinde bulunduran gücün, Ortadoğu Kafkaslar ve Balkanları kontrol edeceğini söylemişti.YILLAR SONRA BİR BAŞKA AMERİKAN BAŞKANI BUSH “ORTADOĞUNUN ANAHTARI KIBRIS’TADIR” DEMİŞTİ.Avrupa Birliği Belgelerinde tek bir Cumhuriyetin adı geçmekteydi: Kıbrıs Cumhuriyeti! Adayı Rumlar temsil edecekti.Adanın yarısı Avrupa Birliği Hukuku ihlal edilerek Birliğe alınmış ve bir bütün olarak kabul edilmişti. “Sınırlar Arasında” belgeselini yaparken çeşitli ülkelerin en üst düzey yetkililerine aynı soruyu sormuş hep aynı sessizlikle karşılaşmıştım.“Avrupa Birliği Yasalarına göre problemli ülkeler birliğe kabul edilemez ama Kıbrıs’ta bu böyle olmadı. Sorunları olan iki toplumlu bir adanın bir tarafı birliğe kabul edildi. Bu AB Yasalarının ihlali anlamı taşımıyor mu?” diye soruyordum.Onlar da “evet hımmmm iç sorunlar var…” diyorlardı. Konuşma bitiyordu.İç sorunu yaratan kendileriydi. İç sorun yaratmak için elinden geleni yapan Karen Fogları, Desotoları ananları nasıl unuturuz!Yakın tarih, Kıbrıs’ta nasıl bir kumpas kurulduğunun örnekleriyle dolu!1960’ta tarihin ilk bağımsız ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ kuruldu. Kurulduktan sadece 3 yıl sonra Cumhurbaşkanı Makarios, Türkleri ‘azınlık’ durumuna düşüren teklifi hazırladı.Kendi devletinin anayasa mahkemesini yok sayarak Türklerin alınmadığı bir parlamento oturumunda teklifi onaylattı.Birleşmiş Milletler, Rum yönetimini ödüllendirerek Kıbrıs’ın meşru hükümeti olarak tanıdığını açıkladı.Türklere ölümlerden ölüm beğen politikası 1974’e kadar sürdü. Türkiye adadaki katliama müdahale etti. Rauf Denktaş sık sık şu cümleyi tekrarlardı: BATI ‘Barış Harekâtı’nı AFFETMEDİ!Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nı unutamadıkları gibi!15 Kasım 1983’de, KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ kuruldu. Ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi bu devleti ayrılıkçı bir hareket olarak tanımladı!

6m
Jul 20, 2023
Son Nato Zirvesi ve Montrö! - Türkiye bir kez daha masada kaybetti!

Son NATO Zirvesi ve Montrö! Türkiye bir kez daha masada kaybetti! Batılı devlet başkanları ve NATO Genel Sekreterinin aşırı laubali tavırları ve dalga geçen bakışları, ortada sahipsiz dolaşan Zelenski huzurunda Erdoğan İsveç’in NATO üyeliğine yani Rusya’nın kuşatılmasındaki bir halkaya daha “he” dedirtildi ve zirvenin üzerinden sadece 1 gün geçtikten sonra arkasından dil çıkaranlara baka kaldı. NATO zirvesi kapanışından bir gün sonra İsveç Yüksek Mahkemesi Türkiye'nin iadesini istediği iki teröriste sahip çıktı. Sınır dışı edilmelerini engelleyen bir karar açıkladı. Resmen Türkiye’yle dalga geçti!Türkiye, NATO Vilnius zirvesinde son yıllarda sürdürdüğü denge politikasına son verdiğini dosta düşmana ilan etti. Rusya ile Batı arasındaki denge politikasını bırakmış U dönüş yapmıştı. PKK ve NATO destekçisi Batı dünyasının arkasında yer aldığını açıklamış oldu. Ya da Cem Gürdeniz amiralin dediği gibi “TÜRKİYE'NİN MALİ KRİZİ ÖNLEMEK için JEOPOLİTİK SERVETİNİ KULLANMA YOLUNU SEÇTİ”. Montrö’nün 87. Yıldönümünde durum bu! Youtube'dan İzleyin:https://youtu.be/tmR3NWvHqG4

6m
Jul 19, 2023
KOMPRADOR AYDIN ve GERÇEK AYDIN | Banu AVAR

KOMPRADOR AYDIN ve GERÇEK AYDIN | Banu AVAR Youtube : https://youtu.be/PN_9YMp9Sw0 Daha önceki bir yayında Attila İlhan’ın ünlü komprador aydın tanımını anlatacağımı söylemiştim ya, 11 haziran Pazar günü İstanbul Kartal Kitap Fuarı'nda da bu konuya değineceğim. Yeri gelmişken hepinizi Pazar günü saat 15'te Kartal Meydanına Kitap Fuarı'na beklerim. Komprador aydın demiştik.. Bugün gelin, Attila İlhan’a ait bu tanımı kurcalayalım, Attila abi “Emperyalizmin etki alanı altında bulunan Türk toplumunun komprador bir ekonomisi ve komprador bir burjuvazisi var” derdi. Yani Türk toplumu olarak komprador bir kültür içinde yaşamaktayız ve emperyalizm bu kültürü sürekli olarak yeşertmekte!. Ne demek bu Komprador? Attila İlhan şöyle açıklıyordu: Sömürgecilik dünyaya yayılmaya başlayınca "Bu yayılmada biz nasıl bir yol kullanacağız" tartışmaları doğmuş, emperyaller güzel bir yol bulmuşlar. Üzerine hakimiyet kurmak istedikleri toprakları tespit ediyorlar. Buralara misyonerleri yolluyorlar, ardından misyoner okulları kuruyorlar. Bizdeki Robert Kolej gibi... Vee yanı sıra da bazı büyük şirketler oralarda acentelar açıyor ve ticaret başlıyor. Bu ticareti geliştirebilmek için de bir takım büyük ticaret firmalarının temsilcileri o ülkelere gidiyorlar. Ama yerli halkla ilişki kurmakta güçlük çekiyorlar. Bu güçlüğü aşmak için misyoner mekteplerinde Hıristiyanlaştırdıkları yerlilere kendi dillerini kendi kültürlerini öğretiyorlar. Ortaya yeni bir tip insan çıkıyor. Bu yeni tip insan ana kültürüyle baba kültürüyle yerli; fakat misyonerlerden aldığı eğitimle yabancı. İlk defa bunlara "kompradore" diyorlar; Kompradore, doğrudan doğruya bir yerli halkın içinden seçilmiş, dini, dili ve kültürü değiştirilmiş, yani kültürsüzleştirilmiş birinin emperyal ülkeye tâbi bir insan olarak kulanılması anlamına geliyor.” Attila abi Komprador burjuvaziyi böyle tanımlıyor. Komprador burjuvazi çıkarlarıyla sisteme bağlı bir insan tipi. Yaşama biçimi de bağlı olduğu sistemle aynıdır. GELELİM KOMPRADOR AYDIN’A. Komprador aydın, KOMPRADOR BURJUVAZİYLE işbirliği yaparak halkı aldatan aydın tipidir. İğdiş edilmiştir. Komprador burjuvaziye karşı direnen halkı yanıltmakla görevlidir! Halk direnirken aydınlarla bütünleşerek başarıya ulaşabilir. İşte komprador aydın burjuvazinin yanında durarak bunu önler. Emperyalizm kendi kültürünü benimsettiği komprador aydını öyle güzel kullanır ki halkla aydının arası açılır, tehlikeli bir önderlik de böylelikle engellenmiş olur. Daha da önemlisi komprador aydın komprador burjuvayla aynı yaşam biçimini benimsediğinden bunun adı İLERİCİLİK olur ve sömürü düzeni betonlaşır. 300 yıldır Türklerin yaşadığı budur. Attila abi bunu ilk anlatan altını çizen ve bizi uyaran aydındır.. “Jöntürklerden bu yana" ilerici Türk aydını BATILI EMPERYALİST KÜLTÜRÜN ADAMIDIR” demiştir . Bu aydın tipi KOMPRADOR BURJUVAZİYLE UYUMLU ama kendi HALKIYLA UYUMSUZDUR! VE ‘İlerici’yim diyen iki farklı tip Türk aydınını şöyle anlatır: Birincisi bir yandan komprador ekonomiye karşı çıkan, öte yandan ilericilik adına komprador kültürü savunan yani sömürenlerin kültürünü savunan bir aydın tipi,, İkincisi , sorunu çağdaş bir çözüme ulaştırmak yerine duygusallıkla geçmişe sığınan , muhafazakar çağdışı Osmanlıcılığa sarılan aydın tipi. Oysa Osmanlı bu kültürel yozlaşmayı başımıza bela edendir. Ondan da bihaberdirler! Attila İlhan’ın en önemli tespitlerinin başında gelir Komprador aydın sorunu… Lütfen sizler de bu tanımı sık sık sorgulayın.. Türkiye ekonomik olarak tutsak yaşadıkça ulusal burjuvazisini doğuramıyor ve kültürde de ulusallaşamıyor demiştir Attila İlhan. Şu ÇÖZÜMÜ söylemiştir: Komprador kültüre ancak ulusal kültürle karşı çıkılır ki, ulusal kültür ancak ezilen sınıflarla bütünleşmiş aydınlarca yaratılır. Yani Komprador olmayan aydınlarla! Yani gerçek halkla!

5m
Jun 10, 2023
Türk ekonomisine çökenler: Kemal DERVİŞ ve Mehmet ŞİMŞEK | Banu Avar

Türk ekonomisine çökenler: Kemal DERVİŞ ve Mehmet ŞİMŞEK | Banu Avar

6m
Jun 07, 2023
“Emperyalizm ekonomik bağımsızlığa düşmandır!” - Banu AVAR

“Emperyalizm ekonomik bağımsızlığa düşmandır!” - Banu AVAR Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/kzAGErQElOQ Attila İlhan, Mustafa Kemal Atatürk’ü belki de en iyi anlamış ve anlatmış fikir ve sanat adamlarından biriydi. Atatürk’ün batıya bakışını ve emperyalizmin hedeflerini ortaya koyuşunu defalarca özetlemiştir. Gerçi bu konuda kulağı tıkalı olanlara ulaşabilmiş midir kuşkulu ama defalarca belgelerle bu konunun üzerinde durmuştur. 15 HAZİRAN Attila İlhan’ın doğum günü. Onu 2005'te bence vakitsiz kaybettik, fikirleri romanları ve şiirleriyle yaşıyor ve benim gibi onu çok seven ve sayanlar fikirlerini okumaya  tartışmaya ve yaymaya devam ediyor. Doğum günü yaklaşırken ben de onun yazılarından örnekler sunmaya devam edeceğim. Bir yazısında ‘Atatürk, Emperyalizmin her şeyden önce altyapıya yani ekonomik bağımsızlığa musallat olduğunu saptamıştır’ diyor ve devam ediyor: “Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti'nin kalkınmasını kamu sektörü öncülüğünde bağımsız bir sanayileşmeye bağlamıştır.” Atatürk'ün İzmir İktisat Kongresi'ndeki sözlerine dikkat çekiyor: “Efendiler bu kadar kesin bir zaferden sonra bile bizi barışa kavuşmaktan engelleyen nedenler. Doğrudan doğruya ekonomik nedenlerdir, ekonomik düşüncelerdir . Çünkü bu ulus ekonomik egemenliğini sağlarsa öylesine güçlü bir temel üzerine yerleşmiş ve gelişmeye başlamış olacak ki artık onu yerinden oynatmak mümkün olamayacaktır. İşte düşmanlarımızın rıza gösteremedikleri budur.” Attila abi,  demokratik bir devrimden doğan Türkiye Cumhuriyeti'ni ve önderini anlattığı 'Hangi Atatürk' kitabında Atatürk’ün bağımsızlığı ve özgürlük idealini şöyle anlatıyor: “Atatürk, yeni devleti demiryollarından başlayıp deniz yollarına, madenlerin işletmesinden ilk sanayi girişimlerine kadar her alanda bir kamu iktisadi teşebbüsleri şebekesine yöneltmişti.” KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ ŞEBEKESİ. İnsan bu tanımı duyarken bile ürperiyor. Bir de gerçekleştirilmesini, buna tanık olanları, benim ailem gibi devlet demiryollarında deniz yollarında çalışma gururu yaşayanları düşünün. Bu girişimler özgürlük ve bağımsızlığın teminatıydı! Tarih 1 Kasım 1933 Meclis açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk ‘Memleketin temel sanayisinin kurulması bitmedikçe yürek istirahati duymamıza imkan yoktur’ diyor. Attila İlhan, Atatürk’ün Fransız gazeteci Maurice Pernot’ya 1923’te verdiği demeci hatırlatıyor. Fransız gazeteci Mustafa Kemal’e yabancı düşmanlığı konusunu açıyor. Gazi Paşa da adama gereken cevabı şöyle veriyor: “Eğer ecnebi düşmanlığından, o kadar pahalı elde edilen bir bağımsızlığa gölge düşürebilecek herşeyden nefret etmek anlamı çıkarılırsa evet bizim ecnebi düşmanı olduğumuz söylenebilir. Evvelce Türkiye'deki ecnebi girişimleri ve amaçlarının içimizde uyandırdığı kaygılar tümüyle ortadan kalkmış değildir. Eğer ihtiyatlı hareket ediyorsak, aşırı derecede kuşkulu davranıyorsak, bize çok pahalıya malolan özgürlüğümüzü kaybetme korkumuzdandır.” Ne yazık ki özgürlük ve bağımsızlığımızı kaybetme korkumuzu bile elimizden alma girişimleri toplumun belli kesiminde başarılı oldu. Özellikle de komprador aydın kesiminde... O da ne demek mi? Konuya bir sonraki bölümde Attila abinin sözleriyle devam edeceğiz.

4m
Jun 04, 2023
SİYASİ PARTİLER VE TARİKAT GELENEĞİ - Attila İlhan | Banu Avar

SİYASİ PARTİLER VE TARİKAT GELENEĞİ Youtube: https://youtu.be/BRPcvovmzlU https://t.co/RwIjT4lmgF Bugün siyasi partiler konusunda Attila İlhan’ın düşüncelerini hatırlatma günü olsun. Partilerin bölünerek ya da kurularak çoğalması sayılarının 100'lere varmasına tanıklık ettiğimiz bugünlerde Attila abiyi anmanın tam zamanı derim.. Üstelik partileşme son seçim sonrası hız kazanacak gibi… Attila İlhan 1980 darbesi sonrası ardarda açılan partileri, Anadoludaki tarikat geleneğine bağlardı. Abdülkadir Gölpınarlı'nın Mezhepler ve tarikatlar kitabını okumamızı hepimize tavsiye eder. Anadoluda tarikatların nasıl onlarca kola bölünmüş olduğuna çarpıcı örnekler verirdi: Kadıriyye tarikatının 10 kolu, Rıfai tarikatının 13 kolu vardı, kurulmuş bölünmüş siyasi partilerimiz de kesinlikle tarikat geleneğinden örnek alıyor gibiydi. Bölündükçe bölünüyor, kuruldukça kuruluyor sonra yine bölünüyorlardı ve hep aynı kişilerle oyun yeniden kuruluyordu.. Parti kurmak adlı makalesinde yazmıştı: “Siyasal faaliyetin yasaklandığı Abdülhamit döneminde sayısı belirsiz ‘komitalar’ kurulmuştu. Hürriyet ilan edilir edilmez sürü sepet fırka açılıvermişti. İkinci meşrutiyette 13 fırka kurulmuş işin ilginci hepsi birbirinin içinden çıkmıştı. Partiler amipler gibi bölünerek çoğalıyor herhalde tarikatlardan örnek alıyorlardı” (...) Siyasi parti demek ayrı bir ekonomik tabanı olan, siyasal bilince sahip, akıllı bir örgütlenme planı güdenlerin birliği demektir. Bugüne kadar böyle bir parti görmedik siyasi tarihimiz tarikat benzeri partilerle dopdolu… Bakalım bu kadim topraklar önümüzdeki zorlu süreçte sınıfsal tabana dayalı, belli ideolojisi olan ve aklı öne çıkaran örgütlenmelere sahne olacak mı? Dinleyin...

4m
Jun 01, 2023
23 Nisan 1920! Milletin Egemenliği'nden Tek Adam Rejimi'ne ... | Banu AVAR

23 Nisan 1920! Milletin Egemenliği anlayışından Tek Adam Rejimi'ne... Mi̇lleti̇n mecli̇si̇ Ankara'da açılmış. Meşruti̇yet fi̇i̇len bi̇ti̇yor, cumhuri̇yet başliyor. Mi̇llet tam olarak anlamasa da 600 yıllık bi̇r reji̇m deği̇şi̇yor. Atatürk mi̇lleti̇ ezen i̇ki̇ faktörden bahsedi̇yor. Bi̇ri̇ saray, di̇ğeri̇ emperyali̇st devletler. Türk mi̇lleti̇ bu i̇ki̇ balyoz arasında kalmış, ezi̇lmi̇ş, suyu çıkmış durumda! Ve en yakın mücadele arkadaşları bi̇le saray konusunda Atatürk'ü yalnız bırakıyorlardı. Cumhuri̇yet fi̇kri̇ni̇ kafasında bi̇r sır olarak uzun zaman taşıyacaktı: Nutuk’ta şöyle di̇yordu: “Ben mi̇lleti̇n vi̇cdanında ve geleceği̇nde hi̇ssetti̇ği̇m büyük geli̇şme yeteneği̇ni̇, mi̇lli̇ bi̇r sır gi̇bi̇ vi̇cdanımda taşıyarak yavaş yavaş bütün bi̇r topluma uygulatmak zorundaydım.” En başından beri̇ sultanların boyunduruğunda bi̇r mi̇lleti̇n haki̇mi̇yeti̇ne el konduğunu düşünüyordu. 23 ni̇san 1920'de mi̇llet mecli̇si̇ni̇ açtı ve mi̇lleti̇n üzeri̇nde hi̇çbi̇r güç ve kuvvet olmadığını kayda geçi̇rdi̇! İlk anayasada da "Egemenli̇k kayıtsız şartsız mi̇lleti̇ndi̇r" sözünü i̇lk maddeye koydu. Aradan bi̇r asır geçti̇ ve sözüm ona bi̇r referandumla mecli̇s kuklalaştı ve tek adam reji̇mi̇ne geçi̇ldi̇! Bugün 23 ni̇sanı kutlamanın tek yolu mi̇lleti̇n mecli̇si̇ni̇ yeni̇den kurmak, mecli̇si̇ parti̇ baronlarının deği̇l mi̇lleti̇n doğrudan seçeceği̇ veki̇llerle doldurmanın yolunu bulmaktır. Aksi̇ halde daha uzun yıllar mi̇lleti̇n egemenli̇ği̇ hayal olarak kalacaktır. 23 Ni̇san Ulusal egemenli̇k Bayramımız kutlu olsun! Çocuk mecli̇si̇mi̇zi̇n kuruluşunu gururla anıyor, çocuklarımıza en güzel yarınları di̇li̇yoruz… Youtube : https://youtu.be/I0X0QrHLgLo

2m
Apr 22, 2023
SEÇİM SÜRECİNDEKİ TEHLİKELER, Propaganda Savaşları, Savaştan Beslenen Batı Emperyalizmi

📌Seçim Sürecindeki Tehlikeler ve Türkiye 📌Savaştan Beslenen Batı Emperyalizmi 📌Son Davos toplantısında ne oldu? 📌Propaganda ve Paylaşım Savaşları 📌Almanya'da Aşı Tartışmaları 1 Şubat'ta Sınırsız Tv'de Mahir Esen'in konuğuydum. Youtube'dan İzleyebilirsiniz : https://youtu.be/6RITI95OjuQ

55m
Feb 05, 2023
Uğur Mumcu ve Gaffar Okkan ! 8 yıl arayla katledilen iki vatan evladı!

UĞUR MUMCU VE GAFFAR OKKAN! UĞUR MUMCU 30 YIL ÖNCE KATLEDİLDİ!  Youtube : https://youtu.be/Wt1g-uW80VY https://www.youtube.com/watch?v=Wt1g-uW80VY&t=0s Fai̇li̇ belli̇ aslında tüm ci̇nayetler gi̇bi̇! Uğur Mumcu ci̇nayeti̇ni̇n de fai̇li̇ belli̇! Bu yıl katli̇am üzeri̇nden 30 yıl geçti̇!  Sanık olarak ufak tefek adamları topladılar ama teti̇ğIi çekti̇ren önemli̇. Teti̇ği çekti̇renler yakalanmadı.  Bi̇rçok aydın 90’lı yıllarda katledi̇ldi̇. Gaffar Okkan, Uğur Mumcu Iile 8 yıl arayla aynı gün katledi̇ldi̇. Efsane Di̇yarbakır Emni̇yet Müdürü Gaffar Okkan’ın neden katli̇ vaci̇pti̇? Aslında Mumcu ile benzer sebeplerle teti̇k çeki̇lmi̇şti̇. Gaffar Okkan, Hi̇zbullah'ın çökerti̇lmesi̇nde çok önemli̇ bi̇r rol oynamıştı! PKK ile mücadelede halkı teröre karşı örgütlemesi̇yle di̇kkat çekmi̇şti̇. Tüm Di̇yarbakır halkı ve çevre illerde halk onu bağrına basmıştı. Bu tavır oyunu bozardı. Halk bi̇r araya geli̇yor, etni̇k farklılık kayboluyordu. Ortadan kaldırılmalıydı! Gazeteci̇ Uğur Mumcu’nun da benzer sebeplerle hayatına son veri̇ldi̇!  Küresel çeteleri̇n en önemli̇ fi̇nans kaynağı si̇lah ve uyuşturucu ti̇careti̇di̇r. Belgelerle bunların terörle ili̇şki̇si̇ni̇ ortaya koymuştu. "Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925"  adlı ki̇tabı  ölümünden 2 yıl önce yayınlanmıştı. Ölümünden 4 ay önce Musa Anter ci̇nayeti̇yle ilgi̇li̇ Di̇psi̇z Kuyu adlı bi̇r makale yazmıştı.  "Ortadoğu, terör örgütleri̇ Iile çeşitli̇ isti̇hbarat örgütleri̇ni̇n kanlı ve ki̇rli̇ oyunlar oynadığı karanlık di̇psi̇z bi̇r kuyudur!” di̇yordu . Katli̇nden sadece 2 hafta önce yazdığı Mossad ve Barzani̇ adlı makale fai̇li̇ işaret edi̇yordu! İsrai̇l İsti̇hbaratı Mossad ile Kürt li̇der Barzani̇ arasındaki̇ ili̇şkileri̇ belgelemi̇şti̇. Ayrıca Barzani̇’ni̇n Ameri̇kan İsti̇hbaratı'yla Iili̇şki̇leri̇ni̇ de yazmıştı.  1972'de Cia tarafından “Kürdi̇stan Demokrati̇k Parti̇si̇”ne üç yıl içinde 24 mi̇lyon dolar gönderi̇ldiğini̇ yazmıştı. İran'a veri̇len Sovyet si̇lahları Tahran'daki̇ İsrai̇l Elçili̇ği ve Mossad ajanları  tarafından barzani̇ye veri̇li̇yordu. Uğur Mumcu tüm bu ili̇şki̇leri̇n onlarca yıldır sürdüğünü anlatıyordu. Ve can alıcı soruyu soruyordu:  “Kürtler sömürgeci̇li̇ğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var Cia ve Mossad‘ın kürtler arasında?” di̇yordu!! Yoksa cia ve mossad, anti̇emperyali̇st savaş veri̇yorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi̇? di̇ye sormuştu!!!  Uğur Mumcu gerçek gazeteci̇lere işaret feneri̇ oldu.O,vatan için mi̇llet için çalışan, bi̇ri̇leri̇ne el avuç açmayan aydınların kıymeti̇ni̇ önemi̇ni̇ gösterdi̇. Karanlık güçler, di̇psi̇z kuyularda ne yaparlarsa yapsınlar. Gelen aydınlığa engel olamayacaklar! Gaffar Okkan, Uğur Mumcu asla unutulmayacak. Bıraktıkları eserler kadar,  ölümleri̇yle bi̇le bi̇ze ders verdi̇ler. Ruhları şad olsun!

4m
Jan 24, 2023
Seçime Giden Türkiye | Batı'nın Eşkıyalık Düzeni Son Bulacak! - Suriye'le İlk Temas | 4 Ocak 2023

4 Ocak 2023'teki söyleşimizi dikkatinize sunuyoruz... Youtube'dan İzleyin :   https://www.youtube.com/watch?v=IoJUwx2PPyY Seçime Giden Türkiye...   *"Batı'nın Eşkıyalık Düzeni Son Bulacak!"    * Türkiye Batı'nın Deli Gömleği'ne Nasıl Girdi?   *Türkiye Neden Nato'ya katılmıştı?   *Suriye'le 11 Yıl Sonra İlk Temas!

1h 12m
Jan 08, 2023
2022'YE VEDA EDERKEN... Cumhuriyetin 100. Yılı hepimize ışık olsun! (31.12.2022)

2022'YE VEDA EDERKEN... Cumhuriyetin 100. Yılı hepimize ışık olsun!  Youtube'dan İzleyin : https://youtu.be/kl6eXCV_zis 2023  cumhuriyetin 100. Yılı  ve ne ilginç ki aynı 100 yıl öncesi gibi dünya bir paylaşım savaşının içinden geçiyor.  Aynı 100 yıl öncesi gibi türkiye paylaşım coğrafyasının ortasında yeralıyor.. Ve aynı 100 yıl öncesinde gibi ateşten bir çember içindeyiz.  Dünya ve Türkiye nereye gidiyor diyen genç kardeşlerime kısa bir özet yaptık...  *Dünya sadece paylaşım savaşlarında bu ölçüde kutuplaşır. Bugün de bunu yaşıyoruz! *2022'ye veda ederken Türkiyede  seçim rüzgarları esmektedir. *Millet iktidar ve muhalefet arasındaki çekişmeyi izleyemeyecek kadar aç biilaçtır.  *Sağlıklı  beslenmek, barınmak, ısınmak, temizlenmek, eğitim, seyahat, spor, kültürel faaliyetler milletin yüzde 99'u için lükstür.  *Halkın gündemi işsizlik ve yoksulluktur! Kendi insanlarımıza, çocuklarımıza, gençlerimize sahip çıkabildiğimiz bir yıl olsun 2023!   Dünya kaosta küreselleşme iflastadır... Karma ekonomiden bahsedenlere kulak veriniz!     Hepimize nefes alabileceğimiz bir yıl diliyorum… Cumhuriyetin 100. Yılı hepimize ışık olsun! 2023, aklı ve bilimi öne koyduğumuz bir yıl olsun.

12m
Jan 08, 2023
Atatürk, Efsane Bir Örgütleme Dehasıydı ! - 10 Kasım Özel

Atatürk, Bir Örgütleme Dehasıydı ! Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/l3d6dChOJf8 Atatürk’ün ölümünden sözetmekten nefret ediyorum.. O bizlerde yaşıyor bunu biliyorum. Bugün O’nu anarken onun en büyük ustalığı olan örgütlenme faaliyetlerinden söz edelim istiyorum. Bence o efsanevi bir örgütlenme ağı kurmuştu ve bu dikkatle incelenmesi gereken konulardan biri. Metin Aydoğan’dan özetleyelim: "Mustafa Kemal Paşa gizli örgütlenmeyi yaparken üzerinde işgal güçlerinin koyduğu idam cezası vardı .. Buna rağmen her kesime her gruba sızıyordu.. Yabancı elçiliklerde bile adamları vardı. Gizli faaliyetin ustasıydı..Tüm gizli direniş örgütleriyle ilişkisi vardı..." Milli mücadeledeki örgütlenme Mustafa Kemal Atatürk’ün dehasının en belirgin göstergelerinden biridir ve Türk milletine ders olmalıdır.. Çünkü ölümlerden ölüm beğen denilen bir millet, bir dehanın önderliğinde sadece 5 yılda örgütlü bir direnişi gerçekleştirmiş ve kurtuluşun kitabını yazmıştır! Er ya da geç ona layık olacağız. Bu bir zaruret. Ruhu şad olsun!

6m
Nov 09, 2022
9 EYLÜL İZMİR'İN KURTULUŞU! 100 yıl önce bugün!

9 EYLÜL İZMİR'İN KURTULUŞU! 100 yıl önce bugün! 9 Eylül günü Türk tarihinde en özel günlerden biridir. Büyük Taarruz başlamış, hedef konmuştu. Hedef Akdeniz’di. O da İzmir demekti. Bir avuç arpa tayınla savaşan bir millet yedi düvele meydan okumuştu. Bugünkü cıvık siyaset ve belli bir kesimdeki yılışıklık düşünüldüğünde o dönemin asaleti daha açık ortaya çıkar! 9 eylül 1922 Kurtuluş Savaşı'na son noktanın konulduğu gündür… 9 Eylül asla unutulmamalıdır! Youtube'dan İzleyin:  https://youtu.be/EXU0oegeir8

5m
Sep 08, 2022
Emperyalizm,Taşeron Devlet: Yunanistan ve Türksüz Dünya Düşleri! | 15.06.2022 - Sınırsız Tv

Emperyalizm,Taşeron Devlet: Yunanistan ve Türksüz Dünya Düşleri! | Banu AVAR Youtube'dan İzleyin : https://youtu.be/9RHKHYqMxiw https://l.facebook.com/l.php?u=https%3A%2F%2Fyoutu.be%2F9RHKHYqMxiw%3Ffbclid%3DIwAR2RYafzMjS4Fv2ZYYHjbjPvO36Iyc3NJmoXNKt02Q-iC7PVw_jiICN5jB4&h=AT1Os5g2JXmgmrFsVsIkko2Ha86WpwrPvxynKMtEU9WJ7vrXKoIs4-0cI8u7sv8duGSIBEgmRrUcaKeWU1sEGT0mIQHoecAbrEjq0v5iiP8yr2Fr3jBLaY0BruPJIFxQuCe_&__tn__=-UK-R&c[0]=AT3I8K4wOA_e38_pWCrOscaxObwijJQN1E9yignMR2CfpAL1KXt5E0tu4xYw6J2kQjYCpFzWTxkGTnrucvHAHwFCkf7xOXyxredvY-hMOCirmGV0N5zqqfk36n5tqiBwGtN4cIMcgeE-3Z0M7yFAE0lQEGSrGatht31PrNYK4TDUn6i0bj7kW3hyz2HjqPJccMoNLc1By2XUfSAkEPfb Dün(15 Haziran 2022) Sınırsız Tv'de Mahir Esen'in canlı yayın konuğuydum. Konumuz Türk-Yunan ilişkilerinde Mafya devletlerin rolüydü. Bugün bir Amerikan üssüne dönüşen Yunanistan'ın nasıl bugünlere geldiğini, Atatürk dönemindeki Türk-Yunan ilişkilerini, Yunanistan'ın neden yıllardır bir taşeron devlet olmaktan kurtulamadığını konuştuk.

55m
Jun 16, 2022
#86 - Üretilmiş Sahte Muhalefet!

"Üretilmiş" Sahte Muhalefet! - Banu AVAR Üretilmiş Muhalefet Gerçek Muhalefet'in oluşumunu nasıl engeller? Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/gWN9zX3-XOA https://youtu.be/gWN9zX3-XOA?fbclid=IwAR2nOnYsralOhJx6-dFEhz_mLuWQBuDWj-RtaCySsSMuCMtyU0zUoNFGa-c

8m
May 13, 2022
Rusya-Ukrayna Savaşı'nın Sonuçları Ne Olacak? Ukrayna ve Yeni Dünya Düzeni | Banu AVAR - 14.04.2022

Rusya-Ukrayna Savaşı'nın son durumunu, Nato'dan gelen tehditleri , çok kutuplu dünyaya doğru giderken Türkiye'nin Çin'in Avrasya'nın konumundan , Rusya'nın Novorusya Planı'ndan bahsettik.    **Yayının Videosu: https://youtu.be/NXNCGXUNVP8

23m
Apr 17, 2022
#86 - Annem Gülten Avar... Onu kaybedeli 3 yıl oldu...

22 Mart 2019  ... Bugün annemi kaybedeli 3 yıl oldu. Yokluğuna alışılır denir ama ben gittiğine bile inanamıyorum. Gülten Avar çok özel bir ruhtu. Her yaştan birçok kişi buna tanık oldu. Beni tanıyanlar bilir, aileme, dostlara ve tanıdıklara günce tutmalarını, hatırat yazmalarını söylerim. Anneme de yıllarca anılarını yazması için ısrar etmiştim. Bir gün çekmecesinden bir defter çıkarttı. Yazmıştı… Öylesine duru bir anlatımdı ki başlayınca bırakamadım. 1930 doğumluydu, bir cumhuriyet kadınıydı. Zor yılların tanığıydı. Umarım her birimiz ailesinden anılar biriktirir ve cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana sıradan insanların yaşadıklarını kayda geçirirler. Bu cefakâr, fedakâr insanlara olan borcumuzu ancak anılarını canlı tutarak ödeyebilir, ruhlarını şad ederiz. Nur içinde yatsınlar. Yaşam öyküsünü yazdığı defterden bir bölümü okudum sizlere... İyi seyirler... Youtube'dan izleyin: https://youtu.be/Gp6L84HE33c

4m
Mar 21, 2022
#84 - Çanakkale Zaferi!

18 MART VE MİLLİ RUH ! ÇANAKKALE ZAFERİ! Youtube'dan izleyin: https://youtu.be/wIzBkOb7870 İlk paylaşım savaşı… 1914 Kasım ayında Çanakkale’ye dayanmış İngiliz Fransız donanması… Osmanlı Almanya’yla aynı kanatta… Alman komutanlar Osmanlı ordusunda. Çanakkale cephesi komutanı Alman Liman Von Sanders Paşa! 18 Mart’ta 16 gemilik düşman filosu Boğaz’da ilerlemeye başlıyor. Küçücük bir mayın gemisinin marifetiyle döşenen mayınlara çarpan üç düşman gemisi batıyor. Top ateşi ile üç gemi  daha haklanıyor. Ve düşman çekiliyor. Tüm bunlar 7-8 saat içinde oluyor.  Çanakkale geçilemiyor! 20 Ocak 1915’te 19.Tümen Komutanlığına atanmıştır. Ve Çanakkale Kara savaşlarında Türkiye’nin kaderi değişmiştir! Osmanlı Ordusunun komutası Alman bir ‘Paşa’da… Müttefik Almanya’nın planı çok  başka! Neydi Almanya’nın planı? Yarım milyonluk düşman kuvvetleri Çanakkale’de oyalanacak, Almanya böylece  zaman kazanacaktı. İşte bu nedenle Osmanlı Ordusuna komuta eden Alman komutanlar, düşmanı Çanakkale kıyılarında ya da denizde tasfiye etmektense karaya çeken planlar yapmışlardı. Yarbay Mustafa Kemal Paşa ‘Arıburnu Raporu’nda;  Alman komutanın sahilin müdafaası fikrine olumlu bakmadığını yazmıştı. Karada savaşma  kararı Osmanlı kurmaylarının değil, Berlin’in kararıydı. Türkiye’deki Alman ‘müttefiklerin’ görevi Türkiye’yi derhal savaşa sokmak ve Türk cephelerine olabildiğince çok İngiliz ve Rus kuvveti çekmekti…  Atatürk 1918’de “Benim Kanaatime göre düşman, çıkarma girişiminde bulunursa iki noktadan çıkardı. Biri Seddülbahir ve Kabatepe” Yapacağı iş kafasında netti: Düşmanı karaya çıkartmadan, bu, sahil bölgeleri savunulacaktı… (...) İsmet Görgülü Çanakkale kitabında diyor ki: ‘Kıyı savunması yapılsaydı İngiliz ve Fransızlar karaya çıkamazlardı. Karaya çıkamayınca Çanakkale cephesi açılmazdı. 500 bin İngiliz, Fransız askeri buraya bağlanamazdı… Dolayısıyla Alman niyeti gerçekleşemezdi. Ve Çanakkale ilk günde biterdi!’ Bitmedi… 57 bin şehidin sebebi YABANCI komutanların savaş düzeneğiydi! Bir devlet kendi savunmasını Batılı komutanlara teslim ederse bu kaçınılmazdı. Bugün de tam da bu nedenle NATO gibi bir örgütün içinde yer alarak kendimizi koruyacağımızı zannedenler büyük yanılgı içindeler… (...) Devamını videodan dinleyin...

3m
Mar 18, 2022
#83 - İstanbul'un İşgali! (16 Mart 1920)

İSTANBUL'UN İŞGALİ! 102 YIL ÖNCE İSTANBUL İŞGAL EDİLDİ! Youtube'dan izleyin: https://youtu.be/XVO1DcgmkyI https://l.facebook.com/l.php?u=https%3A%2F%2Fyoutu.be%2FXVO1DcgmkyI%3Ffbclid%3DIwAR3lnV9bAWqN3aV2GNIXCHuKkZDrr6cqY6oyXQi69DkwRCL7fV54rIQbDd8&h=AT2oJO4r2H9qT5OXVslOnfOsRrcguZK6IVvAdS1YVPIYpGaQve-RUlohntUQFxs84H2r1IQ0iHIgnX_Y2RpkCjv_jOYPgZjaHg8v3gNEUav8L2rufmASR3Oh4ERgCVCZPIVp&__tn__=-UK-R&c[0]=AT09mdenOkATHZOWDcjmP4PI6cLMmhUEiyJXltLbJL08uLKxWhNQVSeUcxKNhZp-XR1xyYKNDPDxgkJIShNyZIRG25Jc_C7viToT96E4xU9r_jaIhc_6odgeuCyBpX_8SZudt7swRPyAHNEr6lNA3GiOXyT5F47ay6u8UqoT8Q0GLHB-en4IjWsULw 102 yıl önce , 16 Mart 1920'de sabaha karşı İngiliz Fransız, İtalyan ve Yunanlı deniz piyadeleri, İstanbul'u işgale başladılar. Harbiye ve Bahriye Nazırlıkları başta olmak üzere tüm hükümet binaları, telgraf merkezleri, Türk Ocağı Binası, karakol ve kışlalar, silah depoları ele geçirildi. Şehzadebaşı Karakolunda 6 er şehit edildi, 15'i yaralandı. İstanbul ve çevresinde sıkıyönetim ilan edildi. Gazeteler yasaklandı. Beykoz'da çeteci diye 27 taş ocağı işçisi öldürüldü. Direnişçi örgütlere üye olma ya da yardım etmeye ölüm cezası getirildi. Yalnızca Türkler'i yargılayacak özel askeri mahkemeler kuruldu. İngiliz birlikleri 16 Mart akşamı Meclis'i sardılar. Hüseyin Rauf ve Kara Vasıf Bey ve 85 milletvekili tutuklandı! 11 Nisan 1920'de Osmanlı Meclisi kapandı. Bugün de gerek İslam’ı gerek Sol’u gerekse Türkçülüğü KULLANARAK batıyla el ele bu vatana ihanet edenler vardır. Bir işgal olsa mutluluk çığlıkları atacak olanlar vardır. Dışarıya ruhunu satmış devlet yöneticileri vardır. Onlara Sait Molla gibilerin sonunu hatırlatmak isteriz… İngiliz Muhibi Sait Molla ve diğer işbirlikçiler Paris’te, Roma’da Atina’da, Kahire’de dolanmışlar, batılı devletler adına ajanlık faaliyeti yapmışlar, vatansız ve şerefsiz olarak tarihin derinliklerinde yok olmuşlardır. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘naçiz bedeni’ 83 yıl önce toprak olmuştur ama düşünceleri en taze şekilde bizlere yol göstermektedir. O bizde yaşamaktadır ve bizimledir! ‘Siz ölürseniz biz n’aparız?’ diyen köylüye ‘Atatürk sensin!’ demiştir. Dinleyin...

4m
Mar 16, 2022
#82 - 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü ve Bizim Kadınlarımız!

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü ve Bizim Kadınlarımız!  Youtube'dan İzleyin : https://youtu.be/92gWjfg2Nv0 ‘Dünya’ kadınlar Günü.. İlan eden Birleşmiş Milletler. Yani Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da, Yemen’de yüzbinlerce kadının katledilmesine sessiz kalan yapı… ABD güdümündeki bu yapı, Dünya Kadınlar Günü’nü, 1857’de bir fabrikada yanarak ölen Amerikalı işçi kadınların anısından çalmıştı. Bu topraklar Batının aksine komutan kadınların yaşadığı topraklardır. Tomrislerin yaşadığı topraklardır. Devlet yöneten kadınların tarihe ad yazdırdığı topraklardır.  Bugünün sınıfsal yönü yok edilmiştir. Gününüz kutlu olsun emekçi kadınlar!

4m
Mar 07, 2022
#81 - Ukrayna Krizi ve Atatürkçü Bakış

UKRAYNA KRİZİ VE ATATÜRKÇÜ BAKIŞ  Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/axL0uTHilOE “Dış politikaya nasıl bakıyorsunuz?”diye soruyorsunuz. Ben tüm gelişmelere ‘Türkçe’ bakıyorum. Türkiye’den bakıyorum. Türkiye çıkarlarına hangi adımlar, hangi stratejiler uygun, hangileri uygun değil bunu yazıp çiziyorum. Benim için şu kesin bilgidir:  “Türkiye Atatürk’ün vefatı sonrası kendi çıkarlarını koruyamamıştır!”  Dış politikada Türkiye çıkarları aleyhine birçok adım atılmıştır. Atatürkçüyüm diyenler Atatürk’ün en önemli dış politika adımlarını unutmuşlardır. Atatürk’ün dış politikasını yasladığı 3 ayak vardır. Balkanlar’da nüfus sahibi olmak böylece Batı’ya mesafe koymak, bu çerçevede ‘Balkan Paktı’ imzalanmıştır. Doğu’da İran’la, Irak’la, Afganistan’la dostluk ve iş birliği anlaşması ‘Sadabad’ imzalanmıştır ve en önemlisi Sovyetler Birliği ile ‘Dostluk Anlaşması’ Atatürk’ün en önemsediği anlaşmadır. Bu sayede Türkiye sırtını sağlama almıştır. Bugün NATO’ya bağlılık yemini eden sözüm ona Atatürkçüler şu sözleri hatırlıyorlar mı? Bakın okuyorum: “Türk ve Rus halklarının yakınlaşmasının temelinde, kapitalist düzenin kurucusu olan, Batı emperyalizmine karşı yürüttüğümüz mücadele vardır.” Atatürk’ün sözlerini okuyorum. Moskova anlaşmasında, tarihi ve Türkiye’nin yerini sımsıkı belirleyen ifadeler görüyoruz. Ne diyor: İki ülkenin “Emperyalizme karşı mücadelede” dayanışma içinde olacağı söyleniyor. “Bir devletin karşılaşacağı zorluğun diğerini de ilgilendireceği” ifadesine yer veriliyor ve “Her iki milletin karşılıklı çıkarlarının” sürekli olarak gözetileceği açıklanıyor! Anlaşmada “Taraflardan biri, diğerinin tanımadığı uluslararası bir anlaşmayı tanımayacak!” deniyor. Ardından Sovyet hükümeti, “Ankara’nın misak-ı milli sınırlarını, Türkiye olarak kabul ettiğini ve Sevr’i tanımadığını!” açıklıyor. Atatürk’ün dış politikasında 1922’den 38’e kadar on beş yıl boyunca Mustafa Kemal Atatürk Sovyetlerle dostluktan söz etmeyi gelenek haline getiriyor. Celal Bayar’a söylediği sözlerin tam tersi hayata geçirilmiştir. O sözler şöyleydi: “Sovyetler Birliği’ne karşı, asla bir saldırı politikası gütmeyeceksiniz. Doğrudan ya da dolaylı, Sovyetlere yönetilmiş herhangi bir oluşuma girmeyecek, böyle bir anlaşmaya imza koymayacaksınız! Türkiye tarafsız kalmalıdır, bir ittifak içine girmemelidir.” Ama ölümünden 10 yıl sonra Türkiye her türlü pisliğin döndüğü Atlantik örgütlerine balıklama dalmıştır. Daha doğrusu o örgütler tarafından ‘oltadaki balık’ yapılmıştır! Bugün Ukrayna meselesinde yapılan konuşmalar nafile konuşmalardır. Banu AVAR , 23 Şubat 2022

3m
Feb 23, 2022
#80 - Ukrayna Krizi'ne Nato Kafasıyla Bakanlar!

UKRAYNA KRİZİNE NATO KAFASIYLA BAKANLAR! Youtube'dan İzleyin: https://youtu.be/U_Ud1SYA_sc Ortalık Batı gözlükleri̇yle Ukrayna meselesi̇ni̇ değerlendi̇renlerden geçIilmi̇yor.  Türki̇ye çıkarlarını düşünen beyni̇ bulanmamış herkes şu gerçeği görür: Rusya çevreleniyor. Bu Türkiye'nin de çevrelenmesi demektir. Rusya'nın batı sınırlarının tümünde füze kalkanları, Nato ve Ameri̇kan üsleri̇ var. Rusya son NATO toplantısında bu durumdan rahatsızlığını di̇le geti̇rdi̇ ve istekleri̇ni̇ sıraladı. Yazılı garanti̇ İstedi̇. Ukrayna'ya büyük bi̇r si̇lah sevki̇yati var ve bu beni̇ tehdi̇t edi̇yor, dedi̇. 'Beni̇m için hayati̇ önemde olan Karadeni̇z'i̇n NATO deni̇zi̇ olmasına izi̇n vermeyeceğIim, dedi̇. Çin'le olan strateji̇k işbi̇rli̇ğİni̇n altını çizdi̇. 'Beni̇ tehdi̇t etti̇ğini̇z zaman seyretmekle kalmam, cevap veri̇ri̇ri̇m, Gürci̇stan ve Kırım'da bunu yaptım!', dedi̇. Bi̇zdeki̇ Nato ve Atlanti̇k aşıkları cellatlarına aşık olduklarını 15 Temmuzda bile anlayamadılar! 1992'de Nato tatbi̇katında Muavenet gemi̇mi̇zin Ameri̇kan füzeleri̇yle vurulmasından bi̇le ders çıkaramadılar. Kıbrıs Barış Harekatı'nda Atlanti̇kçileri̇n uyguladığı si̇lah ambargosu bi̇le aklımızı başımıza geti̇rmedi̇. Ameri̇ka ve Nato, Pkk'ya yüzlerce tır si̇lah gönderdi̇. Türki̇ye yine bi̇r şey demedi̇. 1949’da kurulan Nato, Avrasya'ya karşı güç konuşlandırmak için kurulmuştu. Tek taraflı bakışlar Türki̇ye'ni̇n aleyhi̇ne sonuçlara yol açar, bunu unutmayalım. Devamını videodan dinleyebilirsiniz...

3m
Feb 22, 2022
#79 - NATO’da 70 Yılımız Geçti!

NATO’da 70 Yılımız Geçti! Youtube'dan İzleyin:  https://youtu.be/oBCB0bGaKe0 Türkiye Kuzey Atlantik Anlaşması örgütü yani kısa adıyla NATO’ya 1952 yılının Şubat ayında kabul edildi. NATO güya bir savunma örgütü olarak kuruldu. Ama güya (!). Türkiye bugün olduğu gibi iki dünya arasında sınır ülkelerden biridir. Sovyet’lerin komşusuydu ama Amerika’yı temsil eden Amerika’nın ve Batı çıkarlarının koruyucusu askeri bir örgütün içine girmiştir. Üstelik bu örgüt Türkiye’yi her daim düşman bellemiştir. Amerika NATO'yu kullanarak Türkiye'ye yerleşmiştir! NATO uluslararası bankerlerin, silah baronlarının, petrol krallarının çıkarları doğrultusunda güç göstermekteydi. Kurulduğu 1949 yılından itibaren gizli örgütler kurdu, örtülü operasyonlar yaptı. 1991’e kadar güya komünizme karşı dünyayı korudu. 1990’da Sovyetler ve Doğu Bloku tarihe karıştı. Varşova Paktı dağıldı. NATO hemen yeni düşmanlar buldu; ‘yeni strateji’sini 1991’de açıklamıştı. Komünizm bitti ama tehditler sürüyor demişti: Yani Amerika’nın sevmediği her ülke tehditti. Kendi denetiminde olmayan ülkeler tehditti… Kısacası NATO Amerika demekti. Amerika’nın yanında ya da ona karşı devletler vardı ve NATO Amerika’nın karşıtı olanlara haddini bildirirdi. Bu coğrafyayı birbirine katmaya çalışan, ülkelerde darbeler düzenleyen, ülkeleri silahlarla çevreleyen, savaş baronlarının yönettiği bir sistem içindeyiz. Başını Amerika’nın çektiği bir karanlık düzenek bu! NATO da onların oyuncağı, birleşmiş milletler de… “Uluslararası Camia” diye bir laf uydurmuşlar. Libya’da, Suriye’de, Irak’ta, Afganistan’da, Yemen’de, Filistin’de o camianın yediği haltlar ortada! Devamı için videoyu izleyin ...

7m
Feb 17, 2022